=YER KÖPRÜ ŞELLALASİ GEZİSİ MACERAMIZ=
Bir kurban bayramında Mersin’den köye gitmiştik. Bayramın üçüncü günü Yerköprü şelllasini bir gezelim dedik. Ben, Adil Amcam, (KOÇAK), abim Yusuf, eniştem Ali KOÇAK (kebapçı ali), Hüseyin KOÇAK, İbrahim ŞAHİN abim, köyden arabayla Kuskan Manastırı’na kadar gittik. Burada arabayı koyduktan sonra yayan olarak 45 dakika kadar yürüyerek sarp bir kayaya vardık, amcam bu kayadan sonrası bayağı zor gidilir demişti ama bizler ısrarla gidelim dedik.
Çok meyilli olan bu kayanın üzerinden aşağıya doğru yavaş yavaş 100 metre kadar indikten sonra çok sarp bir kayanın öbür tarafına geçmemiz gerekirdi bayağı uğraştık ama sonunda geçtik. Buradan sonrada çok dik çalılık ağaçlık bir yamaçtan (en az % 70-80 meyil var) aşağıya doğru 700-800 metre indik ama her adım atışımızda bir iki metre aşağıya kayıyorduk, ancak bir ağaca tutunabilirsek durabiliyorduk.
Nihayet şelaleyle kadar indik uzun bir süre o güzelliği seyrettik ve gezdik. Yer köprünün üzerindeki o muhteşem güzellik gerçekten görülmeye değermiş. Ancak nasıl döneceğimizi o yolu tekrar geriye nasıl çıkacağımızın korkusu içimize yerleşmişti. Başka bir çare de olmadığı için mejburen aynı yoldan geri dönmek için harekete geçtik.
Dik yamaçtan çıkmaya çalışmak gerçekten çok zordu, bir adım atıyor bir yere tutanamazsak 2-3 metre geriye aşağıya doğru kayıyorduk. En arkada İbrahim abim ve ben kalmıştım bizim 10- metre kadar önümüzde de eniştem Ali KOÇAK (kebapçı ali) yürüyordu ki biraz şişman olunca bir adım atıyorsa tekrar önümüze doğru kayıp geri geliyordu.
Çok dik olan 40-50 metrelik bir yeri çok zor çıkıyorduk ki önümde bulunan eniştem ali
“ a benim allahım nararım ben burada, ne işim var bu dağın başında, neden geldim ben bullara, of.. of… of…Ah anam ah, a beyinsiz kafam, ne işinn vardı burada, otursaydın ya musallada içseydin ya çayını, oynasaydın ya batını, içseydin ya sodanı, içseydin ya kolanı masada …” gibi sözleri söyledikçe ben gülmekte çatlıyordum. Bu esnada bazende arkasına döner İbrahim abim ile bana baktıkça “ Hıı.. naalımış masada oturması dönergoltukta dönmesi, gelsin çaylar demesi yürün bakim… hıı. Yörün bakim..“
dedikçe gülmekten ayaklarımızda derman kalmamıştı.
Yaklaşık 700-800 metrelik yeri iki saat kadar uğraşarak zor çıkmıştık. Hala o durumumuz aklıma geldikçe çok gülerim.
bir yorum yazmak istiyorum.
Ali amcamın konuşmasını okumadan daha önce düşündüm, siz zorlanırken (Kebapçı) Ali amcam ne yapıyor nasıl çıktıda nasıl inecek diye.İnsallah Ali amcam kızmazsın bana bu sekilde düsündüğüm için Nurcan.Koçak
ekleme tarihi :29 kasım 2007
güncelleme: 14 haziran 2008
Gönderen: Orhan KOÇAK
|