=DEŞDUVAN HİKAYESİ-2=
10-11 yaşlarındayken sabahleyin köyde sığır gütmek için birkaç arkadaşla aşağı değirmenin önünde buluştuk, önümüzde 15-20 kadar sığır olmuştu.
Bu arada Çınar dayı’da (Nuh ÇINAR) hanımı ile beraber Karasonur tarafına gitmek için o tarafa yönelmişti ki, sığırların içerisinde iki tosun kıraşmaya başlayınca Çınar Dayı’nın hanımı hayvanların arasında kaldı. Çınar Dayı yerinden hiç kıpırdamadan gülmeye başladı ve,
__ “ Ulen benim garı bi gurtarıverin, Ulen Müslüman değimlisiniz, Benim avrat ineklerin altında galdı ulen bi yardım edin”
gibi sözler diyor ama kendisi hiç yerinden kıpırdayamıyordu. Meğer Çınar Dayının böyle bir zarar olduğunda bir gülme huyu varmış ki gülmeye başladı mı eli ayağı tutulur yerinden hiç kıpırdayamazmış. Zarara çok gülermiş. Bundan dolayı da hanımını kurtarmaya çalışamamış
O arada Amcam Halil KOÇAK’ta (Tombak Halil) köyde Deştuvanlık yaptığından o da araziye çıkmak için oradan geçiyordu ki hemen Yenge’yi kurtarmak için hayvanların arasına daldı ama kendiside sığırların altında kaldı. Ve oda,
__ “Ay anacığını ne yaptığımın Çınarası ne gülen, Ulen gavurmun herif gaksanda bi yardım etsene bee, Hemen ne gülen herif, Yardım etsene beee, Bi gıpırda beee, İnsan değilmin sen bee”
gibi sözlerle bağırmaya başladı. Ama Çınar Dayı hala gülmeye devam ediyor ve yerinden kıpırdayamıyordu. Her ikisini de zor şer hayvanların arasından ufak tefek sıyrıklarla kurtarabilmiştik.
ekleme: 30 ocak 2008
Güncelleme: 14 Haziran 2008
Gönderen:; Orhan KOÇAK
|