İBRAHİM ÇINARLI ABİ’NİN KIZ İSTEME HİKAYESİ
Emekli Astsubay İbrahim ÇINARLI abi görev yaptığı bir ilde oğlu bir kızı beğenmiş ve isteyiverin diye duravarınca çaresiz kalmış ve kızı istemeye karar vermişler. Karar vermiş ama ailesi nasıl, kimin nesi bizim ailemize gelirmi gibi düşüncelerle oğluna biraz araştırma yapalım aileyi çevreden bir öğrenelim dediyse de oğlu hayır bu iş hemen olacak diye ısrar edince çaresiz kalmış ve kararlaştırdıkları bir günde kızın ailesinin evine kızı istemeye varmışlar.
Biraz hoş beş sohbet ettikten sonra nihayet konuya gelmişler ve Allah’ın emri Peygamberin kavli kızınızı istiyoruz deyince kızın babası bir müddet susmuş aradan epey bir zaman geçmiş İbrahim Abi de bu işe pek olumlu bakmadığı için herhalde vermeyecekler diye içinden sevinmiş ama kızın babası konuşmayınca da bayağı sinirlenmiş, amca bir cevap vermedin ne oldu demiş, kızın babası da biraz daha düşündükten sonra “evlat sizi bir araştıralım, siz kimsiniz, nesiniz, aileniz nasıl, memleketiniz nasıl köyünüz nasıl bir yer çevrenizi bir öğrenelim araştıralım kararımızı bildiririz” demiş.
İbrahim ÇINARLI abi’ de zamanın epey geçmiş olması nedeniyle ve adamın ağzından laf almanın çok zor olduğundan sinirlendiği için bak amca demiş ben köyümü halkımı sana tarif edeyim sen bi dinle demiş,
“Benim köyüm Gülnar’ın en asaletli en soylu köylerinden biridir. Gülnar’ın içinde ve Çevresinde okul yokken benim köyümde Medrese varmış, çevreden herkes benim köyüme ilim öğrenmeye gelirmiş, alimler ilim adamları yetişirmiş, herkesin evinin her odasında özel kitaplık dolapları vardır. Bunlar özel olarak yaptırılırmış, hala boy boy kalın kalın kitaplar bu dolaplarda durur ve okunur, Osmanlı Padişahları bizim köyümüzden vergi almazmış, Köyde herkes müezzinlik yapabilir, namaz kıldırabilir. Çevre köylerde bir cemaat oluştuğunda aranızda imam varmı demezlermiş, içinizde Gezendeli kimse varmı derlermiş.
Köyümüzün bir mezarlığı var bir ucundan bir ucunu göremezsin her mezar Türbe gibi yapılıdır sanki hepsini ziyaret sanırsın, bir mezar taşları vardır boyları iki metredir, başları sarıklı sarıklı ‘dır. Üzerlerinde hep Arapça Arapça yazılar yazılıdır.
Köyümüzün arazilerinin isimleri bile asaletlidir bak bir kaçını sayayım, Beğ yeri, Paşa çayırı, Sultanlı bağ, Tekke, Cami yıkığı, Haram sokağı, Hacı Memet bağ’ı gibi isimler hep köyümüze ait arazilerin isimleridir.
Köyde bir düğün olsun, cenaze olsun, köyün bir ortak işi olsun kimse kendi işine gitmez mutlaka o düğün yerine, o cenaze yerine ve o işe gider, herkes birbirine saygılıdır kimse kimsenin hakkını yemez. Dedikten sonra amca biz kalkıyoruz sen bir düşün taşın kararını bildir. Demiş ve kalkıp evlerine gitmişler.
İbrahim Abi bunu anlattığında çok gülmüştüm. Köyümüzün bu şekildeki tanıtılış biçimini çok sevdiğim için de burada anlatmak istedim. Allah kendisinden razı olsun
Ekleme: 29 Kasım 2008
Güncelleme: 14 Haziran 2008
Gönderen Orhan KOÇAK
|